İnfaz ve Koruma Memurları Haber Sitesi
2018-11-12 22:23:20

KAMU GÖREVLİLERİNE ÖZGÜ SUÇLAR - GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA (TCK 257)

Gülhan KÜÇÜKKATRANCI

gulhan_sdu@hotmail.com.tr 12 Kasım 2018, 22:23

Ön Bilgilendirme

Birçoğumuzun kamu görevlisi olması sebebiyle sizlere “Kamu görevlilerinin işleyebileceği özgü suç tiplerinden” bahsetmek istiyorum. Bu suç türünün en önemlileri; görevi kötüye kullanma, zimmet, irtikap, rüşvet ve işkence suçudur. İlk olarak, hepimizin duyduğu lakin hukuki sınırlarını net bilmediği “Görevi kötüye kullanma” suçunu açıklamaya çalışacağım. Konuyu kavrayabilmeniz adına bazı hukuki terimleri bilmeniz gerekmektedir. Bu sebeple detaya girmeden, bir ön bilgilendirme yapacağım. 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda(TCK) bazı suç türleri “Özgü suç” olarak nitelendirilmektedir. Özgü suçun tanımı TCK 40/2’de yapılmıştır : “Özgü suçlarda, ancak özel faillik niteliğini taşıyan kişi fail olabilir. Bu suçların işlenişine iştirak eden diğer kişiler ise azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulur.” TCK 6/1-c’ de kamu görevlisi tanımı ise şöyle yapılmaktadır : “Kamu görevlisi deyiminden; kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi” olarak bahsedilmektedir. Tanımdan da anlaşılacağı üzere; kamu görevlisi kavramı, memur kavramından çok daha geniştir. Mesela avukatlar memur olmamalarına rağmen kamu görevlisidir.

GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇU (TCK 257)

Madde 257- (1) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. TCK 257/1 ve 257/2’de yer alan “Kanunda suç olarak tanımlanan haller dışında” kavramından kastedilen durum; görevi kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için işlenen fiilin, kanunda yer alan başka hiçbir suç kategorisine girmemesidir. Mesela görevi esnasında karşısındaki şahsa sinirlenip tokat atan bir kamu görevlisi düşünelim. Bu suç TCK 86/2’de bahsedilen “Basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek kasten yaralama” fiilinin alanı içerisinde kalmaktadır. Bu sebeple görevi kötüye kullanma suçunu oluşturmaz. Yani bir kamu görevlisi aynı eyleminde hem TCK 86/2’den hem de TCK 257’den sorumlu olmaz. Kanunun 257/1. maddesinde bahsedilen suçun gerçekleşmesi için;

1- Kanunda tanımlanan suçların dışında kalan bir suç bulunmalı,
2- Kişilerin mağduriyetine veya;
3- Kamunun zararına neden olunmalı veya;
4- Kişilere haksız bir menfaat sağlanmalıdır.

Eğer bu unsurların birkaçı gerçekleşti ise, kamu görevlisi “6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası” ile cezalandırılacaktır. TCK 257/2.maddesindeki önemli unsur ise “Görevin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstermek” kavramıdır. İhmalden kasıt, görevin hiç ya da gereği gibi yerine getirilmemesi; gecikmeden kasıt ise, belirli bir süre içerisinde yapılması gereken işlemin bu süre içerisinde yapılmamasıdır. TCK 257/2. maddesindeki suçun gerçekleşebilmesi için;


1- Kanunda tanımlanan suçların dışında kalan bir suç bulunmalı, 
2- Kamu görevlisinin görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya;
3- Görevini ifa etmekte gecikme göstermesi,
4- Kişilerin mağduriyetine veya,
5- Kamunun zararına neden olunması veya,
6- Kişilere haksız bir menfaat sağlanmalıdır.


Eğer bu unsurların birkaçı gerçekleştiyse, kamu görevlisi “3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası” ile cezalandırılacaktır.


Görevi kötüye kullanma suçunu genel olarak ele alacak olursak;


1- Genel bir suçtur. Bu suçun işlenebilmesi için yapılan eylemin TCK kapsamında herhangi bir suç kategorisine girmemesi gerekir.
2- Kişilerin mağduriyeti, maddi ya da manevi olabilir.
3- Görevi kötüye kullanma suçu genel kastla işlenebilen bir suçtur. Yani kastınız yoksa bu suçtan ceza almanız mümkün değildir. Bu suç taksirle işlenemez.
4- Suçu işleyen kişinin(failin) kamu görevlisi olması sebebiyle özgü bir suç tipidir. Suça iştirak eden kamu görevlisi olmayan kişiler ise azmettiren ya da yardım eden sıfatıyla sorumlu olacaktır.
5- Kurum düzenine uymamak idari soruşturmayı gerektirir ve bu suç kapsamına girmez. Mesela her gün görevine geç gelen memur bu suçu işlemiş olmaz. İşe geç gelme eylemi idari soruşturma alanı içerisindedir.
6- Suçtan zarar gören gerçek kişi (şahıs) yada tüzel kişi(şirket,vakıf,dernek) olabilir.
7- Şikayete tabi bir suç değildir. Kolluk görevlileri ya da Cumhuriyet savcılığının durumu öğrenmesi üzerine resen soruşturma başlatılır.
8- Dava zamanaşımı TCK 66/1-e uyarınca 8 yıldır.


ÖRNEK YARGITAY KARARLARI 


**Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 2013/4857 E., 2014/11388 K. sayılı kararında “ Sanığın devlet hastanesinde doktor olduğu, hastaneye gelen hastaya acil müdahale yapması gerekirken müdahale yapmayıp, hastanın başka hastaneye sevkini sağlaması eyleminin görevi ihmalen kötüye kullanma suçunu oluşturduğu”,
**Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 2004/9182 E., ve 2006/3490 K., sayılı kararında “PTT dağıtıcısının hiç yapmadığı bir tebligatı yapmış gibi belge düzenlemesi, görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu”
**Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 2002/6450 E., ve 2002/8338 K., sayılı kararında “Nezaretten çıkarılan ve vücudunda ekimozlar(morluk) bulunan kişinin gereği gibi muayene edilmeden “Darp ve cebir izine rastlanmadı.” şeklinde rapor düzenleyen doktorun eyleminin görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu” belirtilmiştir.

**Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2005/4-96 E., 2005/118 K., sayılı kararında “Bu suçların meydana gelebilmesi için sadece kanuna aykırı davranış yetmemekte, kişilerin mağduriyeti veya kamunun zararına sebep olunması da gerekmektedir.” denilmiştir.

Saygılar…

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.