Kurumlar,insanların gereksinimlerini karşılamak adına oluşturulmuş yapılardır. İnsanlar tek başlarına zor işlerin üstesinden gelemeyeceklerini anladıklarında kurumsallaşmaya başlamış ve böylelikle zor görünen işleri bile kolaylıkla başarabilecek hale gelmişlerdir.
Her kurum kuruluş amacına göre birbirinden farklılık gösterir. Kimisi sağlık,kimisi eğitim,kimisi sosyal haklar vb. üzerine profesyonelleşir. Ceza infaz kurumları ise bu özelliklerin bir çoğunu kapsayan kompleks bir yapı oluşturur.Yani kurumsallaşmanın en iyi gözlenebildiği yapılar olmak ZORUNDADIR!
Farklı kurumların amaçları da farklı olduklarından doğal olarak birbirinden ayrılırlar. Her kurumun insana bakış açısı,değerleri,ilkeleri ve bunları bir arada tutan bir kültürü vardır.Kurum kültürü bireysellikten ziyade “kurumsallığa” önem vermelidir.Ortak düşünmeyi,ortak hareketi,ortak değerleri ve hatta ortak bir dili olmalıdır.Kısacası yüzlerce insanın dahi çalıştığı yerlerde bile yeri geldiğinde tek vücut olunabilmelidir.
Ceza infaz kurumlarındaki kurum kültürünün işlevi, çalışanları aynı değerler altında birleştirmekten, dayanışmadan, güvenli davranıştan,nazik,saygılı,düzenli,tutarlı ve güleryüzlü olmaktan,aynı hedefe odaklamaktan,ben merkezcilikten çok “bütünleşmekten”,topluma ve devlete daha kaliteli hizmet sunabilmekten geçer.Kurum kültürünün temel taşını ise etkileşim ve sağlıklı bir iletişim oluşturur.
Ceza infaz kurumlarındaki kurum kültürünü geliştirebilmek için öncelikle çalışanlara aidiyet hissi kazandırılmalı, çalışanın motivasyonu artırılmalı, bütünleştirici bir yapı oluşturulmalı, çalışana değer verilmeli ve özelikle de performansı yüksek olan kişiler ödüllendirilmelidir. Ödüllendirme ile çalışanın kendisine olan güveni artarken, başarmanın verdiği haz ile doğru orantılı olarak motivasyonu da artacaktır. Motivasyonun arttığı yerde çalışan daha mutlu, daha huzurlu ve hatta çevresindeki insanlarla iletişimi daha kaliteli olacaktır. Tüm bunlar çalışanı daha verimli ve daha sinerjik yapacak bu durum ise çalışanın hem işine hem özel hayatına yansıyacaktır.Aslında her şey bir döngü içerisinde kendiliğinden gelişecektir.
Kurum kültürü gelişmemiş olan yada inovasyona kapalı olan ceza infaz kurumlarında ise çalışanda güven eksikliği, kendisine karşı azalan kişisel saygı, işten ayrılma isteği, yalnızlığa karşı ilgi artışı, hiçlik duygusu, düşük motivasyon, yapılan işi sahiplenmeme, hırçınlık ve asabiyet, stres vb.artacaktır. Bu da çeşitli psikolojik problemlere sebep olurken,çalışanı bir yandan mutsuzluğa iterken bir yandan da kurum işlerinin aksamasını sağlayacaksın.
Şimdi hep beraber düşünelim! Ya çalıştığımız kurumlarda kurum kültürünü ve iletişimimizi geliştirir işimizi güleryüzle, severek yaparız; ya da mutsuz ve umutsuz hayatlara yelken açar sonsuzluğun boşluğun da hep beraber yok olur gideriz. SEÇİM BİZİM!!!…
Devamı gelecektir.SAYGILAR…