Sincan 2 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürü İsmail GÜL'ün başvuru sahibi olduğu, kurum öğretmeni Bilal PEKTAŞ’ın proje koordinatörü olduğu, Sincan Çocuk Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü , Sincan Açık Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü ve Sosyoloji Derneğinin proje yerel ortakları olduğu 2015 yılı teklif çağrısı döneminde Erasmus Plus Bireylerin Öğrenme Hareketliliği içerisinde bulunan Yetişkin eğitimi personelinin hareketliliği kapsamında ''Cezaevlerindeki personele yetişkin eğitimi veren eğiticilerin eğitimi '' isimli proje Türkiye Ulusal Ajansı tarafından 09/12/2015 tarihinde kabul edilmiştir.
Projemizin desteklenmesinde ve uygulanmasında eşsiz katkıları olan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına,Adalet Bakanlığına,Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğüne,Türkiye Ulusal Ajansına,Erasmus Plus –Yetişkin eğitimi programı yetkililerine, projede yer alan yurt içi ve yurt dışı proje ortaklarına ve projemizde aktif katılım gösteren proje katılımcılarına başvuru sahibi kurum olarak teşekkürlerimizi sunarız.
Sincan 2 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü ,Sincan Çocuk Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü ,Sincan Açık Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü ve Sosyoloji derneğinden oluşan 20 kişilik katılımcıdan 10 kişilik bir çalışma grubu ile 15-23 Mayıs 2016 tarihleri arasında Almanya’ya diğer 10 kişilik çalışma grubu ile de 08-16 Mayıs 2016 tarihleri arasında Norveç’e gidildi.
Erasmus Plus kapsamında olan yetişkin eğitimi personeli hareketliliği projeleri, yetişkin eğitiminin kalitesinin arttırılması, Programa üye ülkelerdeki yetişkin eğitimi alanında faaliyet gösteren kuruluşlar arasındaki işbirliğinin güçlendirilmesini amaçlanmaktadır.
''Cezaevlerindeki personele yetişkin eğitimi veren eğiticilerin eğitimi '' isimli proje, cezaevlerindeki personel ile ilgili çalışmaları yürüten eğiticilerin Avrupa'da uygulanan eğitim tekniklerini gözlemlemesi ve öğrenmesi, ardından da Türkiye'de yürütülen çalışmaları geliştirerek daha iyi eğitimler sunmalarını hedeflenmektedir. Bu çerçevede Avrupa'da cezaevi personeline uygulanan eğitim programları incelenerek, alternatif eğitim teknikleri ile ilgili eğitimler alınmıştır. Cezaevlerine gerçekleştirilen çalışma ziyaretleri ile de iyileştirme programlarının nasıl uygulandığını ve iyileştirme süreçlerinde informal eğitim tekniklerinin nasıl ve ne düzeyde kullanıldığını gözlemlenmiştir.
Proje kapsamında hem Almanya’da hem de Norveç’de elde edilen bilgiler doğrultusunda ileriye yönelik ülkemizdeki infaz hizmetleri ve personelin eğitimi ile ilgili bazı önerileri ve hareketlilik sonuçlarını maddeler halinde şu şekilde açıklayabiliriz.
1. Ülkemizde genç ve yetişkin suçlu oranı giderek artış göstermektedir. Cezaevine giren bir kişinin tekrar suç işleme riskinin artabileceği de bir gerçektir. Bu nedenle ceza infaz sisteminde, kişilerin yeniden topluma kazandırılmaları ve tekrar suç işlemlerinin önüne geçilebilmesi için kişilerin ihtiyaç alanlarına yönelik programların geliştirilmesi ve uygulamaya sokulması gerekmektedir. Yine sosyal çevre faktörleri de dikkate alınmalıdır. Kişi cezaevine girmeden önce önleyici ve destekleyici hizmetler ile karşılaşmalı son yol cezaevi olmalıdır. Ülkemizde bu amaçla cezaevlerinde ve denetimli serbestlik müdürlüklerinde bazı programlar uygulanmakta ancak bu programlar yeterli gelmemekte ve sonucu değiştirmekte rol oynamamaktadır. Öncelikle kişiler ile cezaevine girmeden çalışılmalı ve yapılan işlemler mahkemeler tarafından göz önüne alınarak karar verilmelidir. Ayrıca kişiler ile sivil toplum örgütlerinin de beraber çalışması ve bunun mahkemeler tarafından kabul edilir olması gerekmektedir. Almanya’da toplum yararına çalışan bir derneğin hazırladığı rapor mahkeme tarafından kabul edilmekte, hakim ve jüri karar verirken derneğin raporunu göz önünde bulundurmaktadır. Sivil toplum örgütlerinin herhangi bir olaya bakış acısı her zaman daha çok toplumu yansıtabilir ve işlemlerinde toplum daha çok yer alır.
2.Norveç’deki cezaevlerinde, dış güvenlik ,sevk ve nakillerde ülkemizde çokça kullandığımız kule,asker,kule nöbeti ve silahlı güvenlik gibi insan odaklı çalışmaları hatırlatan kavramlardan ziyade daha çok sonuç veren elektronik ve mekanik cihazları devreye sokan ,beşeri ilişkileri geçen objektif sonuçlar veren ve daha verimli uygulamalar olduğu gözlemlenmiştir.Bu durum daha çok çalışanı tasarruf etmekte ve çalışan gücünü başka alanlara yönlendirme ve daha az çalışan ile daha çok iş yapma imkanı sağlamaktadır.Dış güvenlik ile ilgili uygulamalar ülkemiz cezaevlerinde de kullanılabilir.Norveç’de Dış güvenlikte ihata duvarlar bizdekilerden daha uzun ve cezaevi iç tarafına doğru 2 metrelik oval çıkıntı bulunmaktadır.Almanya’da ise ihata duvarının önünde mekanik ve elektronik cihazlar ile dış güvenlik sağlanmaktadır.Her iki ülkede de yapılan uygulama ile içerden dışarı kaçış engellenmek istenilmektedir.
3.Almanya ve Norveç’de ceza - adalet sistemi kişilerin yeniden topluma kazandırılmalarına büyük önem vermektedir. Bu kapsamda ceza infaz sistemini geliştirmek için yeni uygulamalar denenmekte ve sivil toplum örgütleri ile beraber çalışmaktadırlar. Her iki ülkede de sivil toplum örgütleri devlet tarafından tanınmış yani beraber iş yapılabilen kurumlar haline gelmişlerdir. Herhangi bir olayla ilgili mahkeme veya savcı olayın çözülmesi için yada kişinin rehabilitasyonu için dernekten yardım istemekte ve derneğin yaptığı işlem mahkeme tarafından kabul görmektedir. Bu yöntemle devlet işlerinde toplumun da aktif bir şekilde karar almada rol almasına ve iş yapabilmesine sebebiyet vererek koyulan kuralların daha kalıcı ve geçerli olması sağlanmaktadır. Ülkemizde de aynı mantıkla sivil toplum örgütleri infaz veya infazdan önceki önleyici işlemlerde yer alması kişiler için daha iyi sonuçlar ve genel toplumsal yapı için daha olumlu sonuçlar doğurabilir.
4.Doğal olarak proje katılımcılarının çoğunda proje boyutunda Almanya ve Norveç’deki dezavantajlılar ile ülkemizdeki dezavantajlıları devamlı kıyaslama ,karşılaştırma yapma isteği içinde bulunmuşlardır. Her iki ülkenin toplumsal ve kültürel yapısı ile ülkemizin kültürel ve toplumsal yapısının faklılığı da bir çok uygulamada farklılıklar ortaya koymuştur. Norveç’de toplumun bir çok olayın içerisinde olması kanunları ve kuralları daha kolay ve geçerli olarak kabul etmelerine sebebiyet vermektedir. Toplumun yönetimden uzak olmaması dolayısı ile aktif olması ile kuralların ve kanunların oluşturulması toplumun kanunları içselleştirmesine sebebiyet vererek daha kalıcı olmasını sağlamıştır. Bunu haricinde çocukluktan itibaren insanlara kurallara uymaları için eğitimler verilmekte ve bu eğitimler aile ve sosyal çevre tarafından desteklenmektedir.
5. Norveç’de dezavantajlılar ile ilgili yetişkin eğitiminde başarılı olma durumun yüksekliğinde toplum olarak çalışanlara desteğin fazla olması,dünyanın en zengin ülkelerinden birisi olması ve nüfusunun 5 milyondan fazla olmaması önemli olmaktadır.Ülkemiz ile karşılaştırıldığında en önemli faktör sayısal olarak azlık ve daha geniş zamanda ve daha az insan ile uğraşılarak yetişkin eğitiminin verilmesi durumu başarılı olmalarına doğrudan etki etmektedir.Fakat Almanya da durum biraz daha farklı olmaktadır.Almanya’da nufüs da fazla olmakla birlikte rasyonel düşünce ve sonuç odaklı uygulamaların olması düşüncesi ile dezavantajlıların eğitiminde başarılı olmuşlardır.Bu durumun göstergesi denetimli serbestlik müdürlüklerinin ve derneklerin her yıl daha az oranda mahkum ile uğraşmalarında anlaşılmaktadır.
6. Ülkemizde denetimli serbestlik uygulamalarında GPS ile takip ve alkol kullananlara yönelik yüz tanıma ve alkol metre uygulaması Norveç’de uygulanmamakta olup, bu uygulamaların ülkemizde olduğu anlatılınca bu uygulamaları transfer edebileceklerini belirterek yaptığımız uygulamayı takdir etmişlerdir.
7.Norveç’de Ülkemizdeki uygulamalarından farklı bir yapısı da aile görüş evi olarak anılacak olan alandır.Söz konusu alan cezaevinin içerisinde tek katlı bir ev olarak dizayn edilmiştir.Bu alan için çocukları babasından ve annesinden ayırmamak amacı ile yaptıklarını ,mahkum iyi hal gösteriyorsa 1 haftaya kadar bile mahkumun eşi ve çocuklarının buraya kabul edilebileceğini belirtmişlerdir.Burada ev ortamında mahkumun ailesi ile yaşadığını ve çocuğu ile beraber film izlediğini,oyun oynadığını ve beraber yemek yediklerini belirtmişlerdir.Ülkemiz cezaevlerinden farklı olarak bahçeler de zemin beton değil topraktır.
Ayrıca Norveç, cezaevlerinde çalışan personelin %60’ının bayan personel olduğu ve bayan ve erkek cezaevi ayrımı olmadan cezaevinde direk ünitelerde çalıştıkları gözlemlenmiştir. Bu durumun özelikle Ortadoğulu erkek mahkumlar tarafından şaşkınlıkla karşılandığı belirtmişlerdir.