Geçtiğimiz Ocak Ay’ı içerisinde, Osmaniye 2 nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda Sorumlu infaz ve koruma Başmemuru olarak görev yapan Yusuf Sevimli, sabah saatlerinde evinden işine giderken, motosikletli iki kişi tarafından evinin bulunduğu sokakta, silahlı saldırıya uğradı. Vücuduna üç mermi isabet eden Yusuf SEVİMLİ, Osmaniye Özel Yeni hayat Hastanesinde ameliyat edildi şuanda durumu iyi. Ancak akciğerine isabet eden kurşun ciğerde ciddi hasar oluşturmuş durumda. Eski sağlığına kavuşabilmesi için uzun bir süre dinlenmesi gerekiyor.
Ceza infaz kurumları toplumun bir gerçeğidir. Toplumun içtimai kurallarını çiğneyen, topluma korku, panik ve huzur ve düzenini bozanlar, otorite (Devlet) tarafından hem toplum hem de suç işleyen bireyin güvenliğinin sağlanması için, evrensel ve ulusal kurallar çerçevesinde, belirli bir süreliğine muhafaza edilen yerlerdir ceza infaz kurumları. Bu kurumlarda görev yapan personelin bir kısmı vardiyalı, bir kısmı ise sekiz beş çalışırlar. Genel de güvenlik ve gözetim servisinde görev yapan infaz koruma başmemurları ile infaz ve koruma memurları hükümlü ve tutuklularla daha çok görüşürler. Çünkü hükümlü ve tutuklunun 7/24 ilk muhatapları infaz ve koruma memurlarıdır. Hükümlü ve tutukludan gelen talep veya sorunlardan, önce nöbetçi infaz ve koruma memurlarının haberi olur. Bu sorun veya talebi sıralı amirlerine bildirirler. Bir kamu kurumu olan ceza infaz kurumları sosyal bir hizmeti yerine getirmektedir. Bu kurumlarda görev yapan personel ise 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi olarak çalışırlar. Yani kısaca diğer kamu kurumlarında olduğu gibi devlet memurudurlar. Ancak çalışma koşulları açısından riskli mesleklerden biridir. Çünkü Ceza infaz kurumlarına getirilen bireylerin birçoğunun ruhsal sorunları var, bir kısmı uyuşturucu bağımlısı, bir kısmı sosyal becerilerinden yoksun ve eğitim durumlarının düşük, bir kısmı toplum tarafından kenara itilmiş, bir kısmı terör ve çıkar amaçlı suç örgütü üyesi, bir kısmının ise tehlikeli ve saldırgan olmaları bu mesleğin risklerini artırmaktadır. Bunun göstergesi ise bu kurumlarda görev yapanların kurum içinde veya kurum dışında mahkûm veya mahkûm yakınları tarafından zaman zaman tehdit, şantaj, yaralama öldürülme gibi fiili durumlarla karşı karşıya kalabiliyorlar. Bunun en son örneği Osmaniye 2 nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda görevli Yusuf Sevimlinin silahlı saldırı olayıdır.
Neydi Yusuf SEVİMLİ’NİN suçu? Ailesinin geçimini sağlayabilmek için ceza infaz kurumunda çalışıyor olması mı? Kendisini şahsen tanıyorum. Geçmiş olsun ziyaretinde de bulundum. Çalıştığı kurumda yasal düzenin yürütülmesi için gayret sarf eden, vatanını milletini seven bir arkadaşımız. Peki, sorun nereden kaynaklanıyor? Neden birileri öldürme kastiyle ateş ediyor? Bu güzel insan ne yaptı onlara? Ekmeğini mi kesti, aşınımı vermedi? İnsan haklarına aykırı uygulamalar mı yapıyordu? Bence sebep bunların hiç birisi değildir. Bildiğim kadarıyla henüz failler yakalanamadı. Ama er geç yakalanacaklar ve bu yapmış oldukları eylemin kanundaki karşılığını alacaklar. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Kanun dışı bir fiil işleyen kim olursa olsun, bu Devletin memuru da olsa, hak ettiği ceza mahkemeler tarafından verilmektedir. Üstelik Devlet memuru, göreviyle ilgili işlemiş olduğu suçlardan dolayı ceza miktarı artırılmaktadır.
Sonuç olarak ceza infaz kurumları zor mesleklerden biridir. Bu kurumlarda herkes görev yapamaz. Bu nedenle, mesleğin zorlukları ve çalışma koşulları göz önüne alınarak, bu kurumlarda görev yapanların benzer görevleri yapanlarla aynı haklara sahip olmaları için gerekli yasal düzenlemelerin yapılması, mesleğin saygınlığını artıracaktır. Dolayısıyla birey çalıştığı kurumda mutlu olacaktır. Çünkü personel; kendi hak ve hukukunun gözetildiğini, fikirlerine değer verildiğini ve sorunlarla yakından ilgilenildiğini gördüğünde, kendisini kurumuyla barışık hale getirecek ve bu sayede birey, aidiyet duygusuyla birlikte kurumunu sahiplenmiş olacaktır.