Sesimizi Duyan Birileri Varmı ? TBMM Tutanağından Satırbaşları...

Türkiye Büyük Millet Meclisi 

Genel Kurul Tutanağı 

24. Dönem 5. Yasama Yılı 
28. Birleşim 13 Aralık 2014 Cumartesi

93 sayfalık Tbmm Tutanagından 9. sayfasında yer alan HDP Hakkari Milletvekili Adil ZOZANİ'nin Biz İKM'lerin sorunlarını dile getirdiği kısa konuşmasının tutanağıdır. 

 

Buradan konuşacağız, işte cezaevlerini konuşacağız, bizim buradaki psikolojimiz cezaevlerine nasıl yansıyor, bir de oraya bakacağız. 145 bin insanın yaşamından söz ediyoruz. Türkiye'de ceza infaz müessesesi bir cezalandırma müessesesi olarak değerlendiriliyor. Esasında cezalandırma yapıyor orada ama yasada diyor ki "topluma kazandırma", ıslah ve topluma kazandırmadan söz ediyor yasa. Bütün cezaevleri tamamıyla, insanları cezalandırmaya dönük inşa edilmiş, fiziki yapısı, fiziki koşulları bu şekilde dizayn edilmiş. Eğer bir cezaevinde cezaevi idaresi mahkûmlara toleranslı, tutuklulara, mahkûmlara toleranslı davranıyor ve onları topluma kazandırma yönünde bir gayret, bir girişim içerisinde olabiliyorsa emin olun o cezaevi yönetimleri üst idare tarafından makul idareler olarak kabul görmez, alışkanlık bu şekildedir. Devletin ceberut yüzünü yansıtabiliyorsanız iyi idarecisiniz. Özellikle bu hususu Sayın Bakanın dikkatine sunuyorum. Son dönemlerde ceza infaz kurumuna infaz koruma memuru olarak atanan pek çok görevli, maalesef, toplumsal bir sendrom yaşıyor, bir rehabilitasyon ihtiyacı var bu insanların ve bunlarla ilgilenmeniz gerekiyor. Daha önceki farklı mesleklerdeki formasyonlarında ya da yaşadıkları etkilerden kaynaklı olarak burayı yansıtıyorlar, psikolojilerini oraya yansıtıyorlar. Mahkûmların yaşadığı sıkıntıları dillendireceğim ama ceza infaz kurumlarında görevli olan infaz koruma memurlarının, görevlilerinin sorunlarını öncelikle bir gündemimize taşımak istiyorum.

 

Gittiğimiz her cezaevinde -bakın, çok cezaevi dolaşan milletvekilleriyiz, bizim grup olarak çok cezaevine giden milletvekilleriyiz- infaz koruma memurları şikâyetlerini bizimle paylaşıyor, sıkıntılarını bizimle paylaşıyor. Bakın, polislik müessesinden daha zor koşullarda görev yapıyorlar ama onların mesleki yıpranma payları yok. Özlük hakları; bakın, bir askerden daha zor koşullarda görev yapıyorlar, özlük hakları yok. Savcıya, hâkime zam yapıyorsunuz onları yok sayıyorsunuz, olmamış gibi görüyorsunuz. Oysaki o insan esasında sadece yatılı olarak özgürlük yaşayan bir insandır. Beraber yaşadığı mahkûmla ve tutukluyla aynı koşulları yaşıyor. O da sabah cezaevine giriyor akşam mesaisi bittiği zaman evine geliyor. Yatılı olarak dışarı çıkabilen bir mahkûm durumundadır. Dolayısıyla onların sorunlarıyla ilgilenmeniz gerekir Sayın Bakan.

 

93 sayfalık Tbmm Tutanagından 31. sayfasında yer alan MHP Konya Milletvekili  Faruk BAL'ın  Biz İKM'lerin sorunlarını dile getirdiği kısa konuşmasının tutanağıdır. 

 

Değerli milletvekilleri, cezaevinin ikinci bir yüzü daha vardır; o yüz de mahkûm gibi yaşamaya mahkûm edilmiş infaz koruma memurlarıdır. İnfaz koruma memurları emniyet hizmetleri sınıfına dâhil edilmeyi beklemektedir. İnfaz koruma memurları, ek göstergelerinin benzerleriyle eşitlenmesini, yıpranma tazminatı verilmesini, adalet tazminatının oranının artırılmasını, sendika hakkını, fazla mesai hakkını ve zor kullanma yetkisinin netleştirilmesini beklemektedir.

 

93 sayfalık Tbmm Tutanagından 49. sayfasında yer alan CHP Kırklareli Milletvekili Turgut DİBEK'in  Biz İKM'lerin sorunlarını dile getirdiği kısa konuşmasının tutanağıdır. 

Sık sık cezaevlerine gittiğimizde bize söylenen, daha doğrusu hemen derhâl orada bizi yakalayan bir grup var, cezaevi çalışanları. Şimdi, Sayın Bakan, bu konuyu komisyonda da defaatle konuştuk. Bir, adliyede çalışan personel; iki, cezaevindeki infaz koruma memurları dediğimiz kişiler. Bunlar en çok kamuda görev yapan, iki bakanlığın da en çok yorulan, en çok çalışan insanlarıdır ama bunlara bir türlü gereken haklar verilmez.

Şimdi, bu ceza infaz koruma memurları değerli arkadaşlar, özlük hakları itibarıyla idari memurlar, Devlet Memurları Kanunu'na göre idari memur statüsündeler. Şimdi, bunlar diyorlar ki: "Biz sendikalaşmak istiyoruz, işte kamu görevlilerinin sendikalaşmasıyla ilgili kanun var, o kanuna göre." "Hayır kardeşim siz güvenlik ve emniyet sınıfına yönelik hizmet yapıyorsun, sendikalaşamazsınız." diyorlar. İşte, "Bizim özlük haklarımızı -madem ki öyle bir hizmet yapıyorsak- emniyet ve güvenlik sınıfına tabi olarak kılın." diyoruz. "Hayır kardeşim, onu da yapmayız." diyorlar. Şimdi, böyle bir tuhaflık var. Bu infaz koruma memurlarının mutlaka bu, ironi diyebileceğim bir anlamda, bir komedi noktasına gelmiş olan bu taleplerinin karşılanması lazım. Hafta sonları yok, bayram izinleri yok çünkü görüşler var.

 

 

 

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.