Denetimli serbestlik; Bireylerin işlemiş oldukları bazı suçlardan dolayı alacakları cezayı, ceza infaz kurumu yerine, toplum içerisinde gözetim ve denetim altında çekmesini ifade etmektedir. Buradaki temel amaç; Suçluyu toplum içerisinde tutarak, ona bazı sorumluluklar ya da şartlar yüklemek suretiyle, işlemiş olduğu fiilden dolayı aldığı cezayı toplum içinde infaz edilmesini sağlamak. Toplumu sadece cezalarla korumak yeterli değildir. Bunun yanında, kişiye en uygun müeyyidenin uygulanabilmesi için alternatif yaptırımlara ve güvenlik tedbirlerine de ihtiyaç duyulmaktadır. Alternatif bir infaz sistemi olan denetimli serbestlik Amerika Birleşik Devletlerinde yüz elli yıla yakın, İngiltere’de yüz yıl önce kurulmuş, Avrupa’nın diğer bazı ülkelerde uzun yıllardır uygulanmaktadır. Hürriyeti bağlayıcı cezaların kişiler üzerindeki olumsuz etkileri, riskli bir infaz metodu olması ve maliyetinin yüksek olması gibi sebepler tüm dünyada alternatif arayışları doğurmuştur.


Denetimli serbestlik sistemi; Türk hukuk sisteminde 2005 tarihinde 5402 Sayılı kanunla girmiştir. Bu kanun hakkında herhangi bir tedbire hükmedilen kişi, karara uygun olarak müdürlüğün hazırladığı programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymak ve katlanmak zorundadır. Aksi durumda, denetimli serbestlik müdürlüğü tarafından yapılan çağrılara veya hazırlanan denetim planına uyarıya rağmen uyulmaması, denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüğün ihlali sayılacağından, kişi uyarılır, uyarılara kulak asmaz bildiğini okursa, kalan ceza süresini çekmek üzere kapalı cezaevine gönderilebilir.


Çağdaş ceza infaz anlayışında cezalar, kişiselleştirmeyi, hapis cezasının dışında alternatif bir takım yaptırımlar geliştirmeyi, hükümlünün yeniden suç işlemesini engelleyici etkenleri güçlendirmeyi ve toplumdaki onurlu yerini almasını sağlamayı hedefler. Bu hedefleri gerçekleştirmek üzere denetimli serbestlik uygulamaları tüm gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de ceza infaz sistemine dâhil edilmiştir. Ceza infaz kurumunda uzun yıllar yatan bir mahkûm, tahliyesinden sonra topluma uyum sağlamada zorluklarla karşı karşıya kalmaktadır. Bu nedenle suç işleyen kişiyi kapalı ceza infaz kurumuna gönderme yerine ona bazı sorumluluk ve görevler vererek toplum içinde cezasının çektirilmesi uyum sorununu ortadan kaldıracaktır. Her suç işleyen kişinin hapsedilmesi maliyetli ve ceza infaz kurumlarının aşırı kalabalıklaşmasına neden olmaktadır. Bu konuda; Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin R (99) 22 sayılı Cezaevlerinin Aşırı Kalabalıklaşması ve Cezaevi Mevcudu Enflasyonu konulu Tavsiye Kararı, cezaevlerindeki kalabalıklaşmanın önemli bir sorun olduğunu cezaevi sayısının artırılması yerine kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezaların hapis dışı ceza ve tedbirlerle yerine getirilmesi için tedbirler alınmasını istemektedir. Dolayısıyla hapis dışı seçenek cezaların uygulanması hem cezaevlerinin yükünü azaltacak hem de kişi toplum içinde kalarak rolünü yerine getirecektir.

Denetimli Serbestlik Sisteminin Hedefleri Şunlardır...


Suçlunun, toplum içerisinde, ailesiyle ve yakın çevresiyle düzenli ve sürdürülebilir bir ilişki kurması sağlanarak, bireyselleştirme, eğitim ve iyileştirmenin hapis dışında sağlanması ve hayatını kendisi kazanan, verimli, üretken, yasalara saygılı bir birey olarak topluma kazandırılması,


Suçlunun toplum içerisinde düzenli olarak denetlenerek, işlenmesi muhtemel olabilecek yeni bir suçun önlenmesi, toplumdan gelebilecek olumsuz sosyal tepkilere karşı suçlunun korunması, böylece suçlunun, toplumun ve mağdurun korunması,


Bir kısım yaptırımların, hapis dışı yöntemlerle toplum içerisinde infaz edilmesi suretiyle tasarruf edilen ülke kaynaklarının ihtiyaç duyulan diğer yararlı alanlarda kullanılmasının sağlanması,


Kısa süreli ceza gerektiren hafif suçlar ile bunlara verilen cezalar arasında denge ve orantılılık ölçüsü sağlanarak hapsetmenin her zaman başvurulan bir yöntem olmaktan çıkarılması, böylece cezaevlerindeki kalabalıklaşma ve güvenlik sorunlarının önüne geçilmesi,


Çeşitli ruhsal ya da psikolojik rahatsızlıkları olan suçluların kapalı bir cezaevinde tutulmak yerine toplum içinde ya da sosyal kurumlarda psiko-sosyal ve tıbbi tedbirlerle rehabilitasyonu, böylece sağlıklı toplum hedefine ulaşılmasının sağlanması,


Maruz kaldığı suç nedeniyle sosyal ve ekonomik sorunlarla karşı karşıya kalan mağdurlara bu sorunlarının çözümünde destek sağlanarak toplumda adalete olan inancın güçlendirilmesi ve toplumsal barışın sağlanması,


Salıverme sonrasında hükümlüye iş bulması ya da iş kurması konusunda yardım sağlanarak suçun önlenmesi, suçluların toplumla bütünleşmesi ve ülke ekonomisine katkı sağlanmasının sağlanması,


Suçlu hakkında yapılacak sosyal araştırmalarda yargısal makamların suçluyu daha iyi tanımalarına imkân sağlanması, böylece ceza adaleti sisteminin daha doğru ve rasyonel hükümler vermesine yardım edilmesi,


Çocuk ve genç suçluların, eğitim ve mesleki eğitimi kapsayan iyileştirme yöntemleriyle topluma kazandırılması ve onların aile içi şiddete ve suç istismarına karşı korunması,


Suçlu ile suç mağduru arasında uzlaşma sağlanarak mağdurun zararının giderilmesi böylece sosyal barış ve adaletin sağlanması gibi pek çok yararlarının olduğu görülmektedir.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.