ABD'li girişimci Elon Musk'ın yakın gelecekte teknoloji sayesinde dile ihtiyaç kalmayabileceği açıklamasının üzerine, İstanbul Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bahar Güntekin konuyla ilgili "Çok yeni teknolojiler olduğu için beyne takılması planlanan çipler ile dile olan gerekliliğinin ortadan kaldırılmasının 5 ya da 10 yıl içinde mümkün olmadığını düşünüyorum." dedi.
Amerikalı girişimci Elon Musk, geçen hafta "The Joe Rogan Experience" isimli programda sahip olduğu nöroteknoloji firması Neuralink'in çalışmaları hakkında detaylı açıklamalarda bulunmuş ve "Konuşmanıza gerek kalmayabilir. Belki duygusal nedenlerle hala devam edebiliriz. Ancak bu cihazlarla çok hızlı ve daha hassas bir şekilde iletişim kurabilirsiniz. Dile ne olacağından emin değilim. Böyle bir durumda Matrix gibi bir şey olurdu. Farklı bir dilde mi konuşmak istiyorsunuz? Sorun değil, sadece programı indirin." ifadelerini kullanmıştı. Şirketin bu teknolojiye ne kadar sürede ulaşacağına yönelik sorulan soruyu da yanıtlayan Musk, "Eğer süreç hızlanmaya devam ederse 5 yada 10 yıl içinde." cevabını vermişti.
İstanbul Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bahar Güntekin, AA muhabirine yaptığı açıklamada günümüzde beyin üzerine yapılan çalışmalara değinerek şunları dile getirdi:
"Beyin-bilgisayar ara yüzleri 1973 yılında UCLA Üniversite profesörlerinden Jacques Vidal’ın beynin elektriksel sinyalleri ile objelerin kontrolünün mümkün olduğu çalışması ile başlar ancak bu konudaki çalışmalar 1990’larda artış gösterir. Beynin elektriksel sinyallerini “Elektroensefalografi” (EEG) olarak adlandırdığımız yöntem ile ölçmek mümkündür.
Herhangi bir duyusal sistemden beyne bilgi geldiğinde EEG sinyallerimiz değiştiği gibi, algılama, karar verme, motor hareketi planlama, bilişsel işlevler gibi birçok farklı fonksiyon sırasında EEG sinyallerimiz değişir. Beyin-Bilgisayar ara yüzleri işte bu EEG sinyallerindeki değişikleri tespit ederek insan beyni ile farklı bilgisayar ve teknolojilerini birbirine bağlayan sistemler geliştirebilmektedir.
Beyin-bilgisayar ara yüzlerinin en başarılı uygulamalarının farklı patolojilere bağlı olarak bedenlerini kontrol edemeyen hastalar üzerinde geliştirildiğine dikkati çeken Güntekin, "Başlangıç çalışmalarında kişilerin bilgisayar ekranı üzerindeki okları ilerletmeleri ile harfleri seçerek yazı yazmalarına imkân tanıyan çalışmalardan sonra daha karmaşık hareketlerin gerçekleştirilebildiği çalışmalar yürütülmüştür. Boyundan aşağısı felç olan Matt Nagle 2005 yılında bir beyin-bilgisayar ara yüzü kullanarak yapay bir eli kontrol eden ilk kişidir."
'Duygu Barındırmayan Dil Yanlış Anlaşılmalara Neden Olabilir'
Güntekin, konuşma ve dil ile ilgili yapılan çalışmaların henüz çok yeni olduğunu ifade ederek şu şekilde devam etti:
"2019 yılında Nature adlı bilimsel dergide konu ile ilgili iki önemli yayın çıktığı görülmüştür. Bu iki araştırma oldukça ümit vericidir. Bu her iki çalışmada da Gopala Krishna Anumanchipalli, Josh Chartier, Edward F Chang, Chethan Pandarinath ve Yahia H. Ali isimli bilim insanları kişilerin dile getirdikleri cümleleri başarılı bir şekilde bilgisayar tarafından tekrar edilmesini sağlamışlardır. Araştırıcılar bu çalışmalarda kişilerin konuşma sırasında açığa çıkan elektriksel aktivitesini kaydedip belirledikten sonra bu sinyalleri akustik sinyallere dönüştürmüş ve kişilerin dile getirdikleri cümlelerin oldukça benzerlerini üretebilmişlerdir.
'Düşüncenin Bilgisayar İle Tespit Edilmesi Henüz Çok Zor'
Güntekin, çiplerle beyin okuması yapılabilir mi şeklindeki bir soru üzerine, dilin insanı insan yapan, diğer canlılardan ayıran en önemli özelliklerden biri olduğunu belirtti.
Güntekin, "Yıllar içerisinde farklı coğrafyalarda değişime uğramış insan beyni geliştikçe dil de gelişmiştir. Düşünce ise çok daha karmaşıktır. Her ne kadar konu ile ilgili öncü çalışımalar da olsa, insan düşüncesi başta beynin ön bölgesi olmak üzere beynin bütününün bir işlevidir. Bu sebeple insanının milisaniyeler içerisinde değişen ve farklı beyin bölgelerinde temsil edilen düşüncelerinin bilgisayarlar ile tespit edilmesi aşamasından henüz oldukça uzağız. Bu durumun 5-10 sene içerisinde değişeceğini düşünmüyorum ama gelecekte bir gün mümkün olabilir." diye konuştu.
Beynin çipler yolu ile hacklenip hacklenemeyeceği üzerine gelen bir soru üzerine de Güntekin, "İnsan beyni oldukça karmaşık yapıya sahip, bütün olarak çalışan, çoklu bağlantısallık içeren bir yapıya sahiptir. Beyinde yer alan elektriksel sinyallere baktığımızda doğrusal olmayan oldukça karmaşık bir yapıya sahip olduğu, uyarana ve fonksiyona bağlı olarak değişen farklı frekans ve zaman aralıklarında elektriksel sinyallerin açığa çıktığı görülebilir. Bu kadar karmaşık bir yapının çipler ile hacklenmesinin günümüzde ve yakın gelecekte mümkün olmadığını düşünüyorum." şeklinde konuştu.
Sosyal Medya üzerinde bizleri takip ederek güncel ilanlardan ve gelişmelerden haberdar olabilirsiniz.
Twitter Hesabımızı Buradan Takip Et
Facebook Grubumuza Buradan Katıl
İnstagram Hesabımızı Buradan Takip Et
Telegram Grubumuza Buradan Katıl
Youtube Kanalımıza Buradan Abone Ol