Köşe yazarımız aynı zamanda infaz ve koruma memuru meslektaşımız Gülhan KÜÇÜKKATRANCI'dan " Azmin Zaferi " dedirtecek bir haber. Meslektaşımızın AA muhabiri ile yaptığı söyleşinin metnini aşağıda paylaşıyoruz. Arkadaşımıza yeni mesleğinde başarılar dileriz.
Antalya'da, infaz ve koruma memuruyken yüksek lisans yapan, iki üniversite bitiren ve halen üniversite öğrencisi olan stajyer avukat Gülhan Küçükkatrancı, okuma azmini hiç yitirmeyerek adeta "üniversite kurdu" oldu.
Malatya'da çiftçi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Küçükkatrancı, 2005'te Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ)Teknik Eğitim Fakültesi Yapı Öğretmenliği Bölümünü kazandı.
Ailesine yük olmak istemeyen Küçükkatrancı, aynı yıl girdiği KPSS'den aldığı puanla Adalet Bakanlığının sınavlarını geçip Kahramanmaraş'ta infaz ve koruma memuru olarak göreve başladı.
Memuriyeti nedeniyle bir yıllığına ara verdiği üniversite eğitimine geri dönen Küçükkatrancı, tayinle döndüğü Isparta'da gündüzleri okula geceleri ise görev yaptığı cezaevine giderek üniversiteyi başarıyla bitirdi.
SDÜ'de lisans eğitiminin ardından Fen Bilimleri Enstitüsünde Yapı Eğitimi Ana Bilim Dalında tezli yüksek lisans eğitimini tamamlayan Küçükkatrancı, çocukluk hayalini gerçeğe dönüştürmek için tekrar sınavlara girerek Girne Amerikan Üniversitesi Hukuk Fakültesini kazandı.
Küçükkatrancı, devam zorunluğu olmayan bu fakülteden de sınavlara girerek başarıyla mezun oldu. İçindeki eğitim azmini hiç kaybetmeyen Küçükkatrancı, yeniden girdiği üniversite sınavında Akdeniz Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Fakültesinde eğitim görmeye başladı.
Eğitime verdiği önemi ve azmini AA muhabiriyle paylaşan 33 yaşındaki Küçükkatrancı, ailesinin sırtındaki yükü azaltmak için eğitim ve iş hayatını birlikte yürüttüğünü söyledi.
Kendisine "Neden bu kadar üniversite okudunuz?" diye sıklıkla sorulduğunu aktaran Küçükkatrancı, bir Türk kadınının neleri başarabileceğini herkese göstermek istediğini vurguladı.
Kadın ne kadar güçlü olursa çocuğunu da daha güçlü yetiştirebileceğini, ailesini daha güçlü kurabileceğini anlatan Küçükkatrancı, tek bir mesleğin kişiyi eğitebileceğini, ufkunu geliştirebileceğini düşünmediğini ifade etti.
Öğretmenlik mesleğini okurken aldığı pedagojik formasyon eğitimiyle insanları daha iyi tanımayı öğrendiğini vurgulayan Küçükkatrancı, şöyle konuştu:
"İnşaat mühendisliğinde öğrenciyim. O da bana analitik düşünmeyi, üç boyutlu düşünmeyi öğretti. Hukuk fakültesinde aldığım eğitim ise uluslararası kanunlarla yoğrulduğunda bana hakkaniyeti, adaleti öğretti. Bu sebeple hayata bakış açımı çok daha farklı bir boyuta getirdiğimi düşünüyorum. Donanımlı anneler evlat yetiştirdiğinde hem vatana hem millete hem de kendisine daha hayırlı bir birey yetiştirecektir. Ülkemizin geleceği açısından bu çok önemli."
"Kişi önce kendisine inanmalı"Küçükkatrancı, başarmak için kişinin önce kendisine inanması gerektiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Asla geç kaldığınızı düşünmeyin. Başarmak için çok ama çok çalışın. Uykusuz geceler olmadan, gözlerinizin içi sızlamadan başarı gelmeyecektir. Çalışmadan başarmayı hedeflemek, emeklemeden koşmaya benzer. İkisi de sadece hayalden ibarettir. Zamanınızı çalan arkadaşlardan uzak durun. İnsanlara, hayvanlara ve doğaya saygı duyun. İçinizdeki sevgi ve saygı arttıkça, doğanın ritmine daha iyi uyum sağlayacağınızı bilin. Ben hep hayallerimin peşinden koştum ve çok istediğim avukatlık mesleğine ulaştım. İçimde hak, hukuk ve özgürlük arayışı her zaman vardı. Mağdur olan küçük çocukları, kadınları savunmayı çok isterim. En çok da ailemin yüzünü kara çıkarmadığım için çok mutluyum. Babam benimle gurur duyuyor. Onlar için her zaman iyi bir evlat olmaya çabaladım. Aileme, çevreme katkım olduğumu gördükçe daha çok mutlu ve motive oluyorum."